top of page

Zeynep Sönmez: Hayallerime çok uzak değilim

Henüz 23 yaşında Türk tenis tarihine geçen Zeynep Sönmez, Wimbledon’da 75 yıl sonra 3. tura çıkan ilk Türk isim oldu. Ardından ABD Açık’ta da 10 yıl aradan sonra ikinci tura yükselen ilk Türk tenisçi unvanını aldı. Sönmez, disiplin, azim ve korttaki tutkusuyla yeni hedeflerine emin adımlarla ilerliyor.
ree

Zeynep Sönmez, bu yıl Wimbledon’da, uzun bir aradan sonra 3. tura çıkan ilk Türk tenisçi oldu ve Türkiye’yi uluslararası arenada, farklı alanlarda temsil eden kadın sporcuların arasına adını parlak harflerle yazdırdı. Wimbledon’dan haftalar önce Queens Tenis Turnuvası’nda korta çıkan Sönmez, sessiz ve derinden ilerleyişinin ardından Wimbledon’da bir Grand Slam turnuvasında 3. tura kadar yükselerek dikkatleri üzerine çekti. Sönmez’in başarısı Wimbledon tribünlerini Londra’da yaşayan Türklerle doldururken, dünyanın dört bir yanında yaşayan Türkiyeli tenis hayranları da turnuvayı her zamankinden daha derin bir heyecanla takip etti. 


Turnuva boyunca nefes kesen bir mücadele veren raket, 5 Temmuz günü karşılaştığı rakibi Yekaterina Aleksandrova’ya yenilerek 3’üncü turdan Wimbledon’a veda etti.

Zeynep, bugünlerde ABD Açık’ta 10 yıllık bir aradan sonra 2’nci tura yükselen ilk Türk tenisçi olarak dikkat çekiyor. Henüz 23 yaşında uluslararası arenada heyecan verici başarılara imza atan Zeynep Sönmez, başarısının sırrını, motivasyon kaynaklarını ve kort yolculuğunu anlattı.


Zeynep, tenis hayatına nasıl girdi ve nasıl hayatının merkezine oturdu? Bu yolda seni bugünkü Zeynep yapan kırılma noktaları nelerdi?

Tenise 6 yaşında bir yaz kampında başladım. Aslında yüzme ve basketbol da denedim ama kortta kendimi çok daha mutlu hissettim. Özellikle WTA Finals’ın İstanbul’da düzenlendiği yıllarda, annemle birlikte tribünden o büyük maçları izlemek beni çok etkiledi. O atmosfer, tenisi hayatımın merkezine koymama sebep oldu. Sonrasında 2023’te WTA turuna ilk kez katılmam ve Ljubljana’daki WTA 125 finali büyük dönüm noktalarımdı. 2024’te Mérida Open’ı kazanarak ilk WTA şampiyonluğumu aldım. Bu başarı, dünya sıralamamı da hızla yukarı taşıdı.


Tenis, uluslararası arenada Türkiye'den sporcular görmeye alışık olduğumuz bir alan değil ve sen bu yıl bu konuda çok ciddi bir ayrıcalık kazandın. Sana Türkiye sınırlarını aştıran şey neydi?

Benim için esas olan her gün düzenli şekilde korta çıkmak, sabırla çalışmaya devam etmek oldu. Hiçbir şey bir anda olmadı; küçük küçük adımların toplamı beni buraya getirdi. Her turnuvada edindiğim deneyimi bir sonraki adıma taşıdım. Disiplin, azim ve ekibimle kurduğumuz güven sayesinde bugün geldiğim noktada, Türkiye sınırlarını aşma fırsatını yakaladım.


WIMBLEDON: HEM TARİHİ HEM DE KİŞİSEL BİR AN


Wimbledon'da 75 yıl aradan sonra bir Grand Slam turnuvasında 3. tura çıkan ilk Türk tenisçi oldun. Bu senin için nasıl bir deneyimdi? Ne hissettin?

Wimbledon benim için değerli ve keyifli bir deneyimdi. Ben böyle bir başarının Türkiye’de daha önce olup olmadığını bilmiyordum. Dolayısıyla Wimbledon hem tarihi hem de çok kişisel bir andı. Maçlardan sonra kendime şunu söyledim: “Hayallerime çok uzak değilim.” Kortta hem eksiklerimi hem de potansiyelimi çok net gördüm. Bu başarı bana güzel bir motivasyon oldu.


Motivasyon kaynakların nelerdir? En kritik maçlarının öncesi ve sonrası nasıl geçer?

Benim motivasyonum her zaman dünümden daha iyi olmak. Kritik maçlardan önce zihnimi sakinleştirmeye, oyuna odaklanmaya çalışıyorum. Sonrasında ise eksiklerimi analiz edip ekibimle değerlendiriyorum. Dinlenmek ve ailemle zaman geçirmek de sürecin önemli bir parçası.


Yabancı topraklarda bu kadar güçlü bir Türk desteğiyle karşılaşmak benim için sürprizdi ama aynı zamanda bana büyük bir güç verdi.

HEDEFLERİMİ KOYARKEN SONUÇLARA ODAKLANMIYORUM


Wimbledon'daki son maçında çok da ciddi bir Türk izleyici desteğiyle karşılaştın. Yabancı topraklarda böylesi bir destek senin için şaşırtıcı oldu mu? Bir yandan tenis maçlarında pek de alışıldık olmayan bir coşkuyla desteklendin. Bu sana nasıl hissettirdi?

Kortta böyle bir destek görmek beni çok mutlu etti. Atmosfer gerçekten çok güzeldi. Yabancı topraklarda bu kadar güçlü bir Türk desteğiyle karşılaşmak benim için sürprizdi ama aynı zamanda bana büyük bir güç verdi. O coşku sayesinde kortta çok daha keyif aldım.


Hedeflerini nasıl ve neye göre belirliyorsun? Hedeflerini belirleme biçiminin başarında nasıl bir etkisi var? Bundan sonraki adımların neler olacak?

Ben hedeflerimi koyarken sadece sonuçlara odaklanmıyorum. Daha çok oyunumun hangi alanlarını geliştirmem gerektiğine bakıyorum: servis, mental dayanıklılık, fiziksel güç… Bunları bir yol haritası gibi planlıyorum. Bu yaklaşım beni daha istikrarlı kılıyor. Bundan sonraki adımım da Grand Slam’lerde düzenli olarak ikinci haftaya kalmak ve dünya sıralamasında daha üst seviyelere yerleşmek olacak.


Turkish Global Society - Sayı 7
Buy Now

bottom of page