Avrupa’da Teknolojiyi Dönüştüren Girişimci
- editor
- Jun 30
- 7 min read
Almanya’da doğup büyüyen Neslihan Özbuğutu, girişimcilik serüveninde pratik zekâsı ile Alman sistematiğini birleştirerek kendi yolunu çizdi. Kurucusu olduğu BSS People and Technology ile dijital kimlik doğrulama alanında Avrupa’da öne çıkan bir çözüm ortağı haline gelen Özbuğutu, “Liderlikte cinsiyet değil, değerler ve kararlılık belirleyici olmalı” diyor.

Almanya’da Türk bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Neslihan Özbuğutu, iki kültür arasında büyümenin sağladığı avantajları girişimcilik yolculuğuna taşıdı. Kurumsal hayattaki deneyimini ve kültürel çeşitliliğin kazandırdığı vizyonu, bugün Avrupa’nın önde gelen teknoloji girişimlerinden biri olan BSS People and Technology’ye dönüştürdü. Geliştirdiği dijital kimlik doğrulama ve müşteri edinimi çözümleriyle sektörün en büyük problemlerinden birini çözmeye odaklanan Özbuğutu, özellikle yapay zekâ destekli süreçlerdeki başarısıyla fark yaratıyor. Kadın bir girişimci olarak, erkek egemen bir alanda yol almanın zorluklarını cesaret ve istikrarla aşan Özbuğutu’nun hikâyesi, sadece teknoloji alanında değil, kültürler arası liderlikte de önemli bir ilham kaynağı.
Almanya’da doğup büyüyen bir Türk olarak girişimcilik yolculuğunuz nasıl başladı?
İki kültür arasında büyümek, bana hem disiplinli çalışma sistemini hem de girişimci bir ruhu erken yaşta kazandırdı. Kurumsal hayatta edindiğim tecrübeleri, kendi vizyonumla birleştirmek istedim. Girişimcilik benim için bir hedef değil, doğal bir ihtiyaç haline geldi.Aslında en büyük gücüm, Türklerin yaratıcı ve pratik zekâsını, Almanların sistematikliği ve kalite anlayışıyla birleştirebilmem oldu. Bu iki dünya arasında köprü kurmak, beni çözüme aç bir vizyoner haline getirdi.
İki kültürlü bir kimliğe sahip olmak sizi nasıl şekillendirdi? Bu, liderliğinize nasıl yansıdı?
İki kültürlü bir kimliğe sahip olmak, beni gerçekten farklı bir lider profili haline getirdi. Almanya'nın sistematiği ve Türkiye'nin pratikliğini bir araya getirebildiğim için, çözüm odaklı ve çok yönlü bir yaklaşıma sahibim. Kültürlerarası denge kurmak, liderliğimin en güçlü yönlerinden biri. Ekip yönetiminde, Alman disiplini ile Türk pratikliğini birleştirebildiğim için hem verimlilik hem de esneklik sağlayabildim. Çalışanlarımın farklı kültürel altyapılarını anlayabildiğim için, onları daha iyi motive edebilir ve koordine edebilirim. Aynı zamanda, uluslararası iş birliklerinde de bu kültürlerarası yetkinliğim bana büyük avantaj sağlıyor. Farklı ülke ve şirket kültürlerini kolaylıkla kavrayabilir, ortak noktaları bulup etkili iletişim kurabilirim. Bu sayede, proje yönetiminde ve müzakerelerde daha başarılı sonuçlar alabiliyorum. İki kültürlü geçmişim, bana geniş bir bakış açısı ve çok yönlü problem çözme becerileri kazandırdı. Liderliğimin temelinde, kültürel farklılıkları bir zenginlik olarak görmek ve bunları başarılı şekilde harmanlayabilmek yatıyor. Bu da beni, hem ekibim hem de ortaklarım nezdinde güvenilir ve yetkin bir lider haline getiriyor.
BSS People and Technology’yi kurma fikri nasıl doğdu? Bu sürecin dönüm noktası neydi?
Kurumsal yapılarda gördüğüm eksikler ve ağır işleyen dijital süreçler beni bu yola itti. Ben aslında şirketin ilk agent’ıydım. Yani sahada her süreci birebir yaşadım. Daha sonra dünyanın önde gelen büyük firmalarıyla birlikte çalışma fırsatı bulduk. Bu iş birliklerinden çok şey öğrendik. Çünkü biz sadece müşteri hizmetlerinde değil, bu firmaların farklı departmanlarında da görev aldık – satıştan fraud monitoring’e, tahsilattan onboarding’e kadar. Bu sayede büyük kurumların dijital dönüşümde nerelerde zorlandığını ve hangi süreçlerin dijitalleştirilmesi gerektiğini çok net gözlemledik. İşte tam bu noktada, Contact Center kimliğimizin ötesine geçip, teknoloji üreten bir çözüm ortağına dönüştük. Dönüm noktası ise kendi geliştirdiğimiz çözümlerin müşterilerde yarattığı pozitif etkiyi ilk kez gördüğümüz andı. “Bunu ölçekleyebiliriz ve daha fazlasını yapabiliriz” dedik – ve yola devam ettik.
GÜVEN EN CİDDİ SORUN
Türkiye'de bir teknoloji şirketi kurarken sizi en çok zorlayan neydi?
Türkiye’deki regülasyonlar yeni ve hızlı değişiyor ve altyapılar genelde manuel süreçlere alışkın. Ancak en büyük zorluk aynı zamanda en büyük fırsat oldu. BDDK uzaktan kimlik doğrulamasını duyurduğunda, Avrupa’dan Türkiye’ye bu alanda giren ilk girişimlerden biri olduk. Bu cesaret ve hız bizi farklılaştırdı. Ayrıca, video kimlik doğrulamasını Almanya’da kendimiz uygulayarak edindiğimiz bilgi ve tecrübeyi Türkiye’ye taşıdık. Müşterilerimize sadece teknolojiyi sunmakla kalmadık, aynı zamanda sahadan gelen deneyimlerle karşılaşabilecekleri fırsatlar ve zorluklar hakkında detaylı bilgi verdik. Bu sayede müşterilerimiz, teknolojiyi en verimli şekilde kullanarak en iyi dönüşüm oranını (conversion rate) ve kusursuz bir müşteri yolculuğunu (customer journey) yakalayabildiler.
Şu anda odaklandığınız kimlik doğrulama teknolojisi alanına sizi yönlendiren ne oldu?
Bugün her şey hızla dijitalleşiyor ama güven hâlâ bir sorun. Biz bu güveni sağlamakla kalmıyoruz; aynı zamanda süreci uçtan uca dijital hale getiriyoruz. Kimlik doğrulama artık bizim yeni ürünümüz BSSonboardify’ın sadece bir parçası. Biz, lead’den contract’a kadar tüm süreci dijital olarak, sadece birkaç dakika içinde tamamlayan tam entegre bir çözüm geliştirdik. Bu dijital onbaordingplatform, müşteri deneyimi (customer journey) açısından zenginleştirildi; çünkü müşteriler için kolay ve hızlı bir süreç sunuyor. Aynı zamanda, düzenleyici kurumlar için kritik olan yapılandırılmış veri setlerini doğrudan ilgili resmi mercilerden (örneğin Bundesanzeiger) alıyoruz. Video kimlik doğrulama ve elektronik imza (eSign) sayesinde dönüşüm oranlarımız (conversion rate) çok yüksek. Bu çözüme 12 yılın satış tecrübesi, yapay zekâ (AI) ve API bağlantıları entegre edildi. Böylece B2B müşteriler için tamamen dijital, hızlı ve regülasyonlara tam uyumlu bir sipariş süreci yarattık.
DEĞİŞİMDEN KORKMUYORUZ
Avrupa pazarında bu alanda fark yaratmanızı sağlayan en güçlü yönünüz nedir?
Müşteri odaklılık ve hız. Avrupa’da süreçler genelde ağır işliyor. Biz hibrit yaklaşımımızla hem regülasyona tam uyum sağlıyoruz hem de kullanıcı deneyimini merkeze koyuyoruz. Bizi benzersiz kılan, güçlü Contact Center sektör bilgimiz ve ürün geliştirme sürecimize kattığımız yetenekler. Bu kombinasyon, pazarda eşsiz bir konum sağlamamıza yardımcı oluyor. Dünyanın dijital dönüşüm içinde olduğunu görüyoruz ve bu değişimden korkan bir şirket değiliz. Aksine, çözümleri nasıl ürünlere dönüştürebileceğimizin yollarını arıyoruz ve bu alanda yenilikçi adımlar atıyoruz.
Veri güvenliği ve kullanıcı gizliliği sizin için nasıl bir öncelik taşıyor?
En yüksek önceliğimiz. Hem Avrupa’nın GDPR standartlarına hem de Türkiye’nin KVKK düzenlemelerine uygun hareket ediyoruz. Ayrıca, Almanya’da BaFin lisansına sahip olan tek Türk kuruculu şirketiz; bu durum hem bizim kararlılığımızı gösteriyor hem de müşterilerimize ekstra güven veriyor. Bizim için sadece yasal zorunluluk değil, aynı zamanda bir şirket kültürü.
Yapay zekânın kimlik doğrulama süreçlerine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?Yapay zeka hem belge tanıma hem de selfie ile kimlik doğrulama süreçlerinde ve sözleşme oluşturma aşamalarında büyük rol oynuyor. Bu sayede süreçlerimiz hem hızlı hem de güvenli ilerliyor. İnsan hatalarını minimize edip operasyonel verimliliği artırıyoruz.
LİDERLİK CİNSİYETLE DEĞİL TUTKUYLA ŞEKİLLENİR
Fintech ve teknoloji sektörlerinde kadın lider olmak size neler öğretti?
Liderlikte cinsiyetin bir rolü olmadığını düşünüyorum. Önemli olan, kendin olmaktan ve değerlerine sadık kalmaktan geçer. Teknoloji ve IT alanlarında erkek egemen bir ortamda, kadın bir lider olarak Almanya’da öncü roller üstlendim. Bu süreçte, sadece kendi kökenimle değil, aynı zamanda kadın kimliğimle de fark yaratmaya çalıştım. Elbette, benden önce ve sonra bu alanda önemli katkılar sağlayan pek çok değerli isim oldu ve olmaya devam edecek. Benim yaptığım, yenilik ve siber güvenlik gibi kritik konularda kadınların da söz sahibi olabileceğini kanıtlamak ve bu alandaki önyargıları kırmak oldu. Sonuç olarak, liderlik ve başarı cinsiyetle değil, bilgi, tutku ve kararlılıkla şekillenir.
Ekip kurarken ve liderlik ederken nelere özellikle dikkat edersiniz?
Ekip kurarken ve liderlik ederken en çok dikkat ettiğim şey, takımımda yer alan her bireyi tanımak ve onlara dokunabilmektir. Çünkü biliyorum ki, tek başıma değil, güçlü ve uyumlu bir ekiple büyüyebilirim. Şu anda 120 kişilik bir ekibimiz var ve herkesin gelişimi, BSS ekosistemini sürdürebilmemiz için çok önemli. Bu nedenle liderlik tarzımda her zaman insan odaklı olmak ön planda; kişinin sahip olduğu sertifikalardan çok, onun potansiyeli ve öğrenme isteği benim için değerli. Elbette deneyim önemlidir, ancak dünyadaki her şeyi öğrenmek mümkün ve benim liderlik ve ekip oluşturma anlayışım da buna dayanıyor: Önemli olan insanın kendisidir, sadece kâğıt üzerindeki belgeler değil.
PANDEMİNİN YENİ FIRSATLAR GETİRECEĞİNE İNANDIM
Bugüne kadar verdiğiniz en zor karar neydi ve onunla nasıl başa çıktınız?
Pandemi dönemi en zor kararı vermem gereken süreç oldu. Birçok müşterimiz projelerini durdurmak zorunda kaldı ve bu durum şirketimiz üzerinde büyük bir mali baskı yarattı. Ancak maliyetleri düşürmek için hiçbir çalışanımızı işten çıkarmamaya karar verdim. Çünkü krizin aynı zamanda yeni fırsatlar getireceğine inandım. Bu riskli ama içgüdüsel olarak doğru bir karardı. Pandemi sürecinde yeni pazarlara ve müşterilere odaklanarak, ekibimizi 80 kişiden 120 kişiye büyütmeyi başardık. Bu süreç bize gösterdi ki, zor zamanlarda bile doğru strateji ve birlikte hareket etmek başarıyı getirir.
Başarısızlıkla karşılaştığınız bir anı paylaşır mısınız? O an size ne öğretti?
Büyük bir sigorta şirketi için yürüttüğüm kapsamlı bir projede, 20 kişilik bir ekip kurarak önemli yatırımlar yaptım. Ancak, sadece 14 gün içinde projenin başarıyla tamamlanamayacağını fark ettim. İşte o an, benim için bir dönüm noktası oldu. Bu süreçte anladım ki, mesele sadece büyüme peşinde koşmak değil; asıl önemli olan, hayatımdan harcadığım zamanı kiminle paylaştığımdı. Yani para her şey değil. Kaliteli iş çıkarmak bir ekip işi ve orada hem bizim ekibimiz hem de müşterideki ekip benim için önem kazandı.
Girişimcilik yolculuğunuzda sizi en çok motive eden neydi?
Özgürlük ve kendi kararlarımı alma yeteneği. Her zaman karmaşık hiyerarşilere takılmadan, hızlı ve esnek bir şekilde hareket etmeyi arzuladım. Bu yaklaşım, benim için sadece bir çalışma biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi haline geldi.
Adil ve şeffaf olmanın önemine inanıyorum ve bu değerleri BSS'nin DNA'sı olarak görüyorum. Bu sayede, ekip arkadaşlarımla açık bir iletişim kurabiliyor, fikirlerimizi rahatça paylaşabiliyor ve birlikte daha iyi çözümler üretebiliyoruz. Bu özgürlük ve iş birliği ortamı, yaratıcı düşüncemi geliştirmeme ve girişimcilik serüvenimdeki zorlukları aşmama yardımcı oldu.
AĞ KURUN VE BAŞARISIZLIKTAN KORKMAYIN
Genç girişimcilere, özellikle teknolojiye atılmak isteyen kadınlara hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Kendinize Güvenin: İlk adım, kendi yeteneklerinize ve potansiyelinize inanmak. Teknoloji dünyası bazen zorlu ve rekabetçi olabilir, ancak kadınların bu alanda başarılı olabileceğine dair birçok örnek var. Örneğin, Sheryl Sandberg ve Ginni Rometty gibi güçlü kadın liderler, cesaretleri ve kararlılıklarıyla sektörlerinde iz bıraktılar. Siz de kendi hikayenizi yazabilirsiniz!
Sürekli Öğrenin: Teknoloji hızla değişiyor. Bu nedenle, öğrenmeye açık olun ve yeni beceriler geliştirin. Online kurslar, atölyeler ve seminerler, kendinizi güncel tutmanın harika yolları. Ayrıca, diğer kadın girişimcilerle bağlantı kurarak deneyimlerinizi paylaşabilir ve birbirinize destek olabilirsiniz.
Ağ Kurun: Sizi destekleyen bir topluluk oluşturun. Mentorluk, özellikle kadınlar için çok değerli olabilir. Kendi deneyimlerinizi paylaşan, size ilham verecek kadınlarla iletişim kurun. Bu bağlantılar, kariyerinizde ilerlemenize yardımcı olabilir.
Kendinizi İfade Edin: Fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Topluluklarda, etkinliklerde veya sosyal medya platformlarında sesinizi duyurun. Kendi projelerinizi tanıtmak ve deneyimlerinizi anlatmak hem sizi görünür kılar hem de diğer kadınlara ilham verir.
Başarısızlıktan Korkmayın: Her girişim yolculuğu zorluklarla doludur. Başarısızlık, öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Bu deneyimlerden ders çıkararak daha güçlü bir şekilde geri dönün. Unutmayın, her başarısızlık, sizi başarıya bir adım daha yaklaştırır.
YAPAY ZEKA EN BÜYÜK MOTİVASYON KAYNAĞIMIZ
Gelecekle ilgili sizi en çok heyecanlandıran alan hangisi? Neler olacağını öngörüyorsunuz?Gelecekle ilgili beni en çok heyecanlandıran alan, yapay zekâ destekli süreç otomasyonu. Artık işler sadece dijital bir düzlemde değil, aynı zamanda akıllı ve etkileşimli bir şekilde yürütülecek. Bu dönüşümle birlikte, kimlik doğrulamanın ötesinde, tüm müşteri yolculuğunun otomatikleştirilmesi, önümüzdeki en büyük fırsatları sunuyor.
Biz de bu vizyonu gerçekleştirmek amacıyla Onbardify platformumuzu bir Customer Experience platformuna dönüştürmeye hazırlıyoruz. AI ajanları ile entegre bir şekilde, müşteri ediniminden başlayarak offboarding sürecine kadar tüm aşamaları tamamen dijital bir şekilde yönetebileceğiz. Bu, sadece süreçleri hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda müşteri memnuniyetini artırarak daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmamıza olanak tanıyacak. Geleceğin iş dünyasında, akıllı otomasyonun sağladığı yenilikçi çözümlerle, daha verimli ve etkili bir müşteri ilişkileri yönetimi sağlamak için sabırsızlanıyorum. Bu heyecan verici yolculuğa adım atmak hem benim için hem de ekibim için büyük bir motivasyon kaynağı.
Neslihan Özbuğutu ve çalışmalarını LinkedIn hesabından takip edebilirsiniz. https://www.linkedin.com/in/neslihan-%C3%B6zbugutu-0381871a5/