top of page

Kadınların Gücüyle Kurulan Bir Köprü: ROYAD

Van’dan Romanya’ya uzanan yolculuğunda göçün kadınlar için ne kadar çok fedakârlık barındırdığını gözlemleyen Dilek Saydan Batmaz, bu deneyimi dayanışmaya dönüştürdü. Onun öncülüğünde kurulan ROYAD, kısa sürede yüzlerce göçmenin hayatına dokunarak dil engelinden girişimciliğe, sosyal hayattan hukuki desteğe kadar güçlü bir köprü haline geldi.

ree

Van’dan başlayıp Romanya’ya uzanan hayat yolculuğunda Dilek Saydan Batmaz, göçün kadınlar için çoğu kez fedakârlık anlamına geldiğini gözlemledi. Pandemi döneminde gördüğü olanaklar, kısa sürede yüzlerce göçmene dokunan bir dayanışma hareketine dönüştü. Bugün Dilek ve arkadaşlarının öncülüğünde kurulan ROYAD, dil engelini aşmaktan ekonomik ve sosyal hayata katılıma, girişimciliğe kadar göçmenlerin en temel adreslerinden biri oldu. Özellikle kadınların güçlendirilmesi için çalışmalar yürüten Romanya Yaşamı Destekleme Derneği gönüllülerin emeği ile hızla büyüdü. “Türklerin yurtdışındaki imajını ancak biz değiştirebiliriz” diyen Batmaz, kapsayıcı, üretken ve dayanışma temelli bir toplulukla bu değişimin mümkün olduğunu kanıtlıyor.


Sizi tanıyabilir miyiz? Göç yolculuğunuz nasıl başladı?

1985’te Van’da doğdum. ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunuyum; Renault ve Doğuş Holding’de yönetici pozisyonlarında çalıştım. Ankara ve İstanbul’dan sonra Romanya serüveni başladı. Ben de sonradan fark ettim ama hayatım hep batıya göç ederek geçmiş. Göçmenlik farklı bir deneyim tabi. Eğer partnerinizle birlikte göç ediyorsanız, kimin işi bu göçü gerektirdiyse diğer taraf bir şekilde kendinden feragat ediyor. Bunu ben de yaşadım. Romanya’da yine Renault grubunda, yine yönetici olarak çalışmaya başladım. Ama pozisyon ve maaşımdan feragat ederek... İnsanları tanıdıkça, genellikle erkeklerin işinden dolayı göç ettiklerine feragat eden tarafın da kadınlar olduğuna tanık oldum. Çevremde doktor, mühendis, avukat pek çok kadının çalışmadığını gördüm. Aslında bu ROYAD’a giden yolda beni tetikleyen noktalardan biri oldu.


Peki ROYAD’ın temelleri nasıl atıldı?

Pandemi döneminde Renault’da eğitim alanında yürüttüğümüz çalışmalar bana girişimcilik cesareti verdi ve istifa edip kendi şirketimi kurdum. Aynı dönemde “Neden biz de göçmenler için bir şey yapmıyoruz?” sorusunu daha ciddiyetle ele almaya başladım. Biz aile olarak buradaki Fransız komünitesi ile de sıkı bağlar içindeyiz. Fransızların Bükreş’te güçlü entegrasyon ağları var. Biri Romanya’ya göç ettiği zaman hemen bağlantıya geçiyorlar, hem iş hem entegrasyon konusunda yardımcı oluyorlar. “Biz niye böyle bir şey yapmıyoruz?” dedik. Romanya kendine has dinamikleri olan bir ülke. 1989’da Nikolay Çavuşesku rejiminin yıkılmasının ardından gelen 5 yıllık yeniden inşa sürecinde çok şey yaşanmış. O dönemde daha önce devletin tekelinde olan fırın, gıda üretimi gibi sektörlerde iş kurmak, çalışmak üzere Türkiye’den çok fazla kişi gelmiş. O furyanın getirdiği göç profiliyle yani göç eden profiliyle son özellikle 10 yıldır göç eden profil arasında ciddi bir fark var. Geçmişte kurulan derneklerin çalışmaları bu profile pek uymuyor uymuyordu.



NASIL ÇÖZÜM ÜRETİRİZ?


Dernekleşme süreciniz nasıl gelişti?

Aslında bürokratik yükümlülükler nedeniyle başta dernek kurmak istemedik, iki buçuk yıl inisiyatif olarak devam ettik. Biz ilk fikir ortaya çıktığında proje haline getirip o zamanki Büyükelçimiz Füsun Aramaz ile görüştük, bize çok desteği oldu. Türk İş Adamları Derneği -TIAD’nin çatısı altında çalışmalarımızı yürüttük ve kendilerinin çok desteğini aldık. Derneğin gerçekten bir ihtiyaç olup olmadığını bu süreçte anladık. Yaptığımız çalışmalarda hep “İhtiyaç ne? Nasıl çözüm bulabiliriz?” sorularına yanıt bulmaya çalıştık. Adaptasyonunun önündeki en büyük engel dil engeli. Bunun üzerine gönüllü desteği ile ücretsiz Romence kursu açtık. İnanılmaz ilgi gördü, sonrasında yenilerini açtık.


Millet olarak yurt dışına taşıdığımız özelliklerden bir tanesi ne yazık ki gruplaşma. Katmanlar, ideolojiler öne çıkıyor. Biz kendimize Atatürkçülük, Laiklik ve Cumhuriyet değerleri dışında bir ilke belirlemedik. İnsanlar gönül rahatlığı ile gelebilsin, kapsayıcı olalım istedik. Çalışmalarımızda hep ihtiyacı önde tuttuk. Zamanla gördük ki kurumsallaşmak gerekiyor, Ekim 2024’te ROYAD’ı Romanya Yaşamı Destekleme Derneği’ni kurduk. Kısa sürede 5 yüze yakın üyemiz oldu.


Nasıl oldu da bu kadar hızlı büyüdü ROYAD?

Gönüllü emek ile... Çalışmalarımızın başından bu yana derneğimizde çok sayıda kişi gönüllü emeğini sundu. Prensip olarak yönetimden gönüllülerimize dek herhangi bir maddi fayda sağlamayı doğru bulmuyoruz. Ancak STK yönetmek, üstelik bunu bir karşılık beklemeden yapmak gerçekten zor ve motivasyon gerektiren bir iş. Üstelik dernek olarak çok sayıda etkinlik düzenliyoruz. Ekipteki arkadaşlarımız organize ettiği çalışmaların sonucunda insanların ne kadar mutlu olduğunu gördüğü zaman doğal bir motivasyon unsuru oluyor. Çünkü kendini gerçekleştirmiş hissediyor. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi piramidinin en üstünde yer alır ‘kendini gerçekleştirme’ bu yanıyla aslında hem kendimiz hem de üyelerimizin bu anlamda destek almasını sağlamaya çalışıyoruz. Elbette bu yeterli olmuyor, gönüllülerimiz, yöneticilerimiz değişiyor. Bu nedenle insanlardan bağımsız işleyen bir sistem kurmaya çalıştık. İnsanlar da buradaki çalışmaları, geldiği noktayı görüp aramıza katılıyor, gönüllümüz oluyor.


GİRİŞİMCİLİKTE FARK YARATMAK


ROYAD hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?

Biz bütün kararlarımızı konsessus ile alıyoruz. Sadece faaliyetlerimiz söz konusu olduğunda da toplumdan, üyelerimizden gelen taleplerin yanı sıra ön açıcı olacağını düşündüğümüz çalışmalar yapmaya çalışıyoruz.

Bunları üç temel başlıkta yapıyoruz;

Dil entegrasyonu - Romence ve İngilizce kurslarıyla başladık. Yoğun bir şekilde devam ediyoruz. İleride başka dilleri de neden eklemeyelim diyoruz.

Ekonomik entegrasyon – Geçtiğimiz yıl mini bir MBA programı diyebileceğimiz, 8 aylık kapsamlı bir girişimcilik programı yaptık. Her ay alanında uzman bir kadın eğitimci, kadın girişimcilerimize eğitim verdi. İnsanlar fikirleri ile geldiler, projeleri ile ayrıldılar. 2 iş fikri hayata geçti, bir başka iş fikri İstanbul’da bir kuluçka programına kabul edildi. Bu yıl programa Garanti Bankası'nın sponsorluğu ile devam ediyoruz. Bir başka sorun istihdam edilme ve bu konuda kişilerin zihinlerindeki bariyerler. Bu bariyerlerin bir çoğu da çok haklı bariyerler. Web sitemizde şirketlerin iş ilanlarını verebilecekleri bir alan hazırlığı yapıyoruz. Sonraki aşamada da bir CV havuzu oluşturma niyetindeyiz. ROYAD olarak bu alanda farklı çalışmaların da içindeyiz.

Sosyal-Kültürel entegrasyon - Her ay temalı sabah kahveleri düzenliyoruz. ‘Göç psikolojisi, akran zorbalığı’ gibi konuları tartıştığımız uzmanlarımız geliyor bu toplantılara. İkincisi Hukuki Destek Projemiz. Ekim 2024’ten bu yana kadınlara gündelik hayatta karşılaştıkları sorunlara dair hukuki destek sunuyoruz. Sanat etkinlikleri düzenliyoruz, kitap kulübümüz her ay buluşuyor ve mutlaka yılbaşı kutlamaları düzenliyoruz. Hepsi göçmenlerin hayata tutunmasını kolaylaştırıyor.


YAKINARAK ÇÖZÜM BULUNMAZ


Anlattığınız öyküde dayanışma öne çıkıyor. Duyduğumuz birçok öyküde ne yazık ki tam tersinin yaşandığına şahit oluyoruz. Romanya’da durumlar farklı mı?

Nereden baktığınıza bağlı. Evet, bizde böyle bir şey var. Hak vermiyorum ama anlayabiliyorum. Gerçekten çok rekabetçi bir ülkeden geliyoruz. Büyük çoğunluğumuz orta halli ailelerin, memur ailelerinin çocuklarıyız. Aileler çocuklarını rekabetçi olarak yetiştirebiliyor. Veya sosyo-ekonomik olarak daha zorlu bir yerden geliyorsanız buradan kurtulmak için hep başka birilerinin önüne geçme mücadelesi verebiliyorsunuz. Hakikaten çok kompleks bir yapıdan geliyoruz ve bu davranışlarımıza da siniyor. Ben bu tarz geriye çekme çabaları ile karşılaşmadım mı karşılaştım ama inanın ben o noktaya hiç odaklanmak istemiyorum. Odaklanırsak farkımız ne olacak? Bir de STK yönetiyorsanız bu alanda örnek olmanız gerekiyor. Bence yaptıklarınızla, çalışmalarınızla bu fikri tersine çevirebiliyor, insanları birlikte üretmeye motive edebiliyorsunuz.


Son olarak eklemek istedikleriniz?

Türklerin yurtdışındaki imajı bizim elimizde. Yakınarak değil, üretip görünür olarak bunu değiştirebiliriz. ROYAD da bu yönde küçük ama etkili bir adım. Bu anlamda Turkish Global Society’nin çabasını da çok anlamlı buluyorum. Hem marka olarak öne çıkmanız, hem de diğer oluşumları, girişimleri öne çıkarmanız inanılmaz kıymetli.

ROYAD - Romanya Yaşamı Destekleme Derneği iletişim bilgileri

bottom of page