top of page

Hollanda’daki kadın dayanışmasının adresi:Amsterdam Anneleri

Amsterdam Anneleri, yeni bir ülkede annelik, aidiyet ve dayanışma duygusunu birlikte kuran ilham verici bir kadın topluluğu. Seda Çınar Ceyhan’ın öncülüğünde büyüyen bu sosyal girişim, yalnızca bilgi değil, moral ve güç de paylaşıyor. Hollanda’daki göçmen kadınlar için bir destek ağı olmanın ötesinde, birlikte öğrenmenin ve dönüşmenin canlı bir örneği.
ree

Seda Çınar Ceyhan, Hollanda merkezli ‘Amsterdam Anneleri’ ve ‘Hollanda’nın Çalışkan Kadınları’ adlı sosyal girişimlerin kurucusu. Facebook’ta 6 bin, Instagram’da ise 9 binin üzerinde üyesi bulunan Amsterdam Anneleri adlı grubu kurma nedeni Hollanda’da yaşayan ve yeni bir ülkeye adapte olmak, çocuk büyütmek ve kendini geliştirmek gibi benzer süreçlerden geçen kadınlara hem bilgi hem de moral desteği vermek.

Kısa sürede kadın, erkek her kesimden insanı kucaklayan ve Hollanda’nın her yerinden göçmenlere hitap eden bir topluluk haline geldiklerini söyleyen Ceyhan “Yüz yüze buluşmalar, bayram kutlamaları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri, yılbaşı eğlenceleri, piknikler ve daha birçok sosyal etkinliğimiz oldu. Ayrıca Hollanda’da sağlık sistemi, eğitim sistemi, psikolojik destek, bireysel gelişim, hukuki destek, sanat ve spor aktiviteleri gibi alanlarda seminer, workshop ve eğitimler gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde grubumuzdaki uzman kişilerden destek alıyoruz” diyor. Ceyhan’ın hayali ise Avrupa genelinde benzer kadın oluşumlarıyla işbirliği yaparak daha geniş bir etki alanı yaratmak.


18 Yıldır Hollanda’da yaşıyorsunuz. Bu hikaye nasıl başladı?

1982’de İzmir Karşıyaka'da üç çocuklu bir ailenin sonuncusu olarak doğdum. Lisans ve yüksek lisans eğitimimi İstanbul’da tamamladım ve yedi yıl orada yaşadım. Bu süre zarfında kulüp faaliyetleri, çalışma kampı, yaz okulu gibi farklı sebeplerle yurtdışına çıktım. Benim yurtdışında yaşama hayalim de aslında üniversite yıllarına dayanıyor. Farklı sebeplerle yurtdışına gidip geldikçe ufkumun açıldığını ve kendimi bir kadın olarak yurtdışında ne kadar özgür hissettiğimi çok net hatırlıyorum. Hollanda maceram ise 18 yıl önce başladı. 2007’de Türkiye’de çalışmaya başladığımda, şimdiki eşim Hollanda’da bir bankada iş buldu ve Amsterdam’a taşındı. Yaklaşık 3 sene Hollanda-Türkiye arası mekik dokuduk. Eşimle evlenmeye karar verdikten sonra Hollanda’da yaşamayı tercih ettik. 15 yıldır eşim ve 8 ve 11 yaşlarındaki iki oğlumla Amsterdam’da yaşıyorum.


Hollanda’ya taşındıktan sonra neler yaptınız?

İlk 10 yıl Amsterdam’daki bir Amerikan tedarik zincirinde satın alma danışmanı olarak çalıştım. Son 5 yıldır da gıda sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir şirketin satın alma bölümünde çalışıyorum. Ayrıca ilk annelik deneyimimden sonra doula (doğum destekçisi) olmaya da karar verdim ve bu konuda eğitim aldım. Doğumlara girerek annelere destek oldum. Fotoğrafçılık kurslarına gidip, yarı profesyonel doğum, event ve aile fotoğrafçılığı yaptım. Sosyal alandaki girişimlerim de "Amsterdam Anneleri" ve "Hollanda'nın Çalış(k)an Anneleri" adlı sosyal medya gruplarını ve Amsterdam Voleybol Takımını kurmak ve yönetmek oldu.


KENDİMİ YABANCI GİBİ HİSSETMEDİM


İlk zamanlarda yeni bir ülkeye uyum sürecinde neler yaşadınız?


Seda Çınar Ceyhan amsterdam
Seda Çınar Ceyhan

Daha önce Hollanda’ya sıkça gidip gelmem, kültürel olarak bazı farkları önceden gözlemleme şansı verdi. Ayrıca Amsterdam’ın çok kültürlü yapısı ve nüfusunun yarısından fazlasının yabancılardan oluşması, şehri yeni gelen biri için oldukça kapsayıcı kılıyor. Günlük yaşamda, sosyal çevrede ve gündelik işlerde kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim. Herkesin çok akıcı şekilde İngilizce konuşması dil engelini başlarda hissettirmedi. Ancak resmi süreçlerde Hollandaca bilmemek zaman zaman zorluklar yarattı. Özellikle de çocuk sahibi olduktan sonra Hollandaca bilmenin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bu yüzden Hollandaca öğrenimine yaklaşık 4 yıl sonra başladım. Bugün geriye dönüp baktığımda, o kararın bana birçok açıdan kapı açtığını ve süreci daha bağımsız yönetmemi sağladığını fark ediyorum. Öte yandan anne olmaya karar verdiğim dönemde içsel bir zorlukla da karşılaştım: Yalnızlık. Ailemden ve dostlarımdan uzakta olmak çok zorlayıcıydı. Bir ebeveyn olarak yeni bir ülkede kendi yolumu çizmek, duygusal anlamda ciddi bir kırılma noktasıydı. Her zaman kendi ayakları üzerinde duran biri olmama rağmen, bu süreçte hazırlıksız yakalandığım yönlerim olduğunu gördüm. Aslında bugün yürüttüğüm topluluk çalışmalarının bir kısmı da, bu yalnızlığı başkalarının da yaşamaması için ortaya çıktı.


Amsterdam Anneleri park etkinliğinde çocuklar ip çekmece oynuyor
Her etkinlikte hem öğrenmeye hem de dayanışmaya alan açmaya özen gösteriyoruz.

BEN BİR TOPLULUK İNSANIYIM


Amsterdam Anneleri adlı grubu kurma fikri de o döneme denk geliyor öyleyse...

Amsterdam Anneleri fikrinin, kendi annelik sürecimde yaşadığım zorluklar ve yalnızlık duygusunun, diğer Türkiyeli göçmen kadınlar tarafından da yaşanabileceğini düşünmemle ortaya çıktı. Hollanda’da yaşayan kadınlar olarak benzer süreçlerden geçiyoruz; yeni bir ülkeye adapte olmak, çocuk büyütmek, çalışmak, kendini geliştirmek. Bu anlamda Amsterdam Anneleri göçmen kadınların deneyimlerini paylaşabileceği, hem bilgi hem de moral anlamında birbirlerine destek olabileceği ve gelişebileceği bir alan yaratma fikriyle hayata geçti. Ayrıca ben de bir topluluk insanıyım. Topluluklar içinde kendimi daha iyi hissediyor, başkalarına katkı sunabileceğim alanlar yaratmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu yönüm, Amsterdam Anneleri’nin kurulması ve gelişmesinde büyük bir rol oynadı. Amsterdam Anneleri Facebook grubunda şu an 6 binden fazla üye var, Instagram hesabımızı da yaklaşık 9 bin kişi takip ediyor. Her geçen gün yeni üyeler aramıza katılıyor. Bu yapı sadece benim bireysel çabamla değil, etrafımda aynı vizyona inanan kadınların katkısıyla büyüdü. Dayanışma, karşılıklı öğrenme, güven ve samimiyet üzerine kurulu bir zemin oluşturduk. Her ne kadar çıkış noktası annelerin birbirine destek olması ve dayanışması olsa da, kadın, erkek, her kesimden insanı kucaklayan ve Hollanda’nın her yerinden göçmenlere hitap eden bir topluluk haline geldi.



Şimdiye kadar Amsterdam Anneleri ile neler hayata geçirdiniz?

Yüz yüze buluşmalar, bayram kutlamaları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri, yılbaşı eğlenceleri, piknikler ve daha birçok sosyal etkinliğimiz oldu. Özellikle 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim gibi milli bayramlarımız, topluluğumuzda gelenekselleşmiş özel kutlamalar haline geldi. Bunların haricinde Hollanda’da sağlık sistemi, eğitim sistemi, psikolojik destek, bireysel gelişim, hukuki destek, sanat ve spor aktiviteleri gibi birçok farklı alanda seminer, workshop ve eğitimler gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde grubumuzdaki uzman kişilerden destek alıyoruz. Her etkinlikte hem öğrenmeye hem de dayanışmaya alan açmaya özen gösteriyoruz. Bu da topluluğumuzun ruhunu daha da anlamlı kılıyor. Tüm bu etkinlikleri Amsterdam Anneleri'nin yönetim ekibinde yer alan, gerçekten çok değer verdiğim arkadaşlarımla birlikte planlıyor ve hayata geçiriyoruz.

Turkish Global Society - Sayı 6
Buy Now

Amsterdam Anneleri ile birlikte gerçekleştirdiğiniz ve unutamadığınız bir etkinlik var mı?

2020 yılında Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı’nın Japonya Olimpiyat Elemeleri kapsamındaki maçları, Hollanda'nın Apeldoorn şehrinde oynanacaktı. Amsterdam Anneleri’nden yüzlerce kişiyi mobilize edip, onlara bilet alıp bu organizasyonu üstlendim. Herkes tek tek maçlara geldi, tribünlerde yerini aldı. Elemelerde Türkiye birinci oldu. Orada hep birlikte yaşadığımız milli coşku, o galibiyet sevincini bir arada hissetmek tarifsiz bir duyguydu. Hatta bu deneyim beni yıllar önce ara verdiğim voleybola yeniden dönmeye teşvik etti. Kendi voleybol takımımızı kurdum ve birçok üyemiz de bu vesileyle voleybola tekrar başladı. 2020 İzmir depremi sonrası, topluluğumuz içinde gönüllü bağışlar toplayarak depremzedelere yardım ulaştırdık. 2021 yazında gerçekleşen büyük orman yangınlarının ardından, yangından etkilenen bölgelerdeki ihtiyaç sahiplerine destek olmak amacıyla Ahbap Platformu ile ortak bir bağış kampanyası da yürüttük. Son olarak ise büyük Kahramanmaraş depremi sonrasında Leiden’den arkadaşlarımızın başlattığı bağış etkinliğine Amsterdam Anneleri olarak büyük destek verdik.


Bir de Hollanda’nın Çalışkan Kadınları adlı grubunuz var. Bu topluluğu Amsterdam Anneleri’nden farklı kılan nedir?

Hollanda’nın Çalışkan Kadınları, Amsterdam Anneleri topluluğunun bir alt grubu olarak ortaya çıktı. Ancak odak noktası tamamen farklı: Bu topluluk, kadınların Hollanda’da profesyonel yaşama daha sağlam adımlarla dahil olmalarını desteklemeyi amaçlıyor. Grubu kurarken özellikle Türkiye’den göç etmiş ve Hollanda’da kariyerine yeniden yön vermek isteyen kadınlar için bir paylaşım alanı oluşturmayı hedefledim. Böylece kadınların kendi deneyimlerini paylaşabilecekleri, bilgi alışverişi yapabilecekleri ve aynı zamanda profesyonel anlamda bir ağ oluşturabilecekleri bir dayanışma platformu ortaya çıkmış oldu.


Bu sosyal gruplarla birlikte hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz şeyler var mı?

Hem Amsterdam Anneleri hem de Hollanda’nın Çalışkan Kadınları, şu ana kadar birçok kadına yol gösterdi ve destek oldu. Ancak kadınların özellikle profesyonel dünyada daha görünür ve güçlü olmaları için yapılacak daha çok şey var. Önümüzdeki dönemde hem bireysel gelişim hem de profesyonel destek odaklı uzun soluklu bir mentorluk programı başlatmak istiyorum. Özellikle iş hayatına yeniden dönmek isteyen ya da kariyerinde yön arayan kadınlara birebir destek sağlamak, onları deneyimli profesyonellerle buluşturmak istiyorum. Ayrıca genç kızların, üniversite öğrencilerinin ve yeni mezunların da bu topluluklarla bağ kurabileceği modeller geliştirmek istiyorum.





bottom of page