İşyerlerinde kültürel farklılıkları anlamak ve baskın kültüre uyum sağlamak, işi anlamak ve performans kadar önemli bir beceri. Özellikle kurumsal hayatta dahil olunan departmanlarda takım arkadaşları ve yöneticilerin sosyo-kültürel geçmişleri ve eğitim seviyeleri birbirine benzer olsa da bireylerin yetiştikleri ortam, bireysel deneyimleri, inançları gibi faktörler bireyleri şekillendirerek çalışma tarzlarını ve iş ortamından beklentilerini farklılaştırmakta. Ufak farklılaşmaların aynı ülkede bile iletişim sorunları yaratabildiği gerçekliğinden hareketle farklı ülkeler ve kültürlerden gelen bireyler, çalışmalarının çatışma yaratmaması için birtakım kurallara dikkat etmek durumunda.
Neden bu kadar farklıyız?
Öncelikle expat ya da girişimci olarak farklı ülkelerde çalışan bireylerin yabancı dil hakimiyetleri ne kadar iyi olsa da belirli bir süre dil bariyerinden mustarip olabileceklerini unutmamaları gerekiyor. Bunun en önemli sebebi kafamızdan geçen düşüncelerin de oluşurken belirli bir kültür kodundan geçiyor olması. Bu kültür kodu bireysel, toplumsal kurallar kadar anadildeki ayrımlar sebebiyle de farklılaşıyor. Mesela nesnelerin farklı cinsiyetlerle ayrıldığı dillerdeki düşünme şeklinin bu tarz ayrımların olmadığı dillerden daha farklı olduğu biliniyor. Bunun dışında araştırmalar anadilimizden kaynaklanan konuşma şekli ve kelime dağarcığımızın bir konu ile ilgili hislerimizi de etkileyeceğini gösteriyor. Yani düşünme şeklimiz ve bir duruma dair hislerimiz kültürel kodlarımızdan kaynaklanıyor olabilir. Bu sebeple çok kültürlü çalışma ortamlarında dil hakimiyetine bağlı ve yerel dil kullanımından kaynaklı yanlış anlaşılmaların olması kaçınılmaz hale geliyor.
Çok kültürlü ortamlardaki çalışanların uzaktan çalışıyor olması yani ekip arkadaşlarını ve ilgili kültürleri yakından tanımıyor olması da çok kültürlü girişimlerdeki çalışmaları zorlaştıran etmenlerden.
Son olarak, belirli bir kültürde belirli bir şekilde yetişmiş bireylerin yeni bir kültürle ilk tanışıklığının çalışma ortamı içerisinde olmaması halinde de bu bireyin önyargı ya da pozitif kişisel deneyimlerini takım arkadaşları ile özdeşleştirdiği durumlar olabiliyor.
Türkiye’den Avrupa’ya göçerken
Özellikle Türkiye’den Kuzey Avrupa çalışma kültürüne geçiş yapıldığında bir bocalama süreci olması normal. Zira Türkiye’de daha esnek ve ‘spontane’ ve kriz yönetimini benimsemiş bir çalışma kültürü mevcutken Kuzey Avrupa’da daha net ve kuralcı bir çalışma kültürü olduğu görülüyor. Büyük krizleri yönetmeye alışık Türkler önemsiz gibi görünen kurallara uyum sağlamakta zorluk çekerken ülke idaresini bir makine gibi sistematik yürüten Kuzey Avrupa ülkelerinde umulmayan durumlar içinden çıkılmayan krizlere yol açabiliyor. Dolayısıyla ilk kez bu tarz ortamlarda çalışmaya başlayan ve çalışma kültürünün sınırlarını anlamaya çalışan expatlar iş hayatında bazı beklenmedik zorluklarla karşılaşabiliyor.
İş hayatında dikkat edilmesi gereken beş altın kural
Aslında toplumda açıkça ilan edilen ve zımnen kabul edilen kuralları anlamak bir topluma entegre olmak için en önemli adımlardan biri. Zaten yabancılara ve yabancı kültürlerine çok da açık olmayan ve ‘misafirperverlik’ kategorisinde hak iddia etmeyen Kuzey ülkelerindeki ufak kültürel hatalar bireyi topluluklarda dışlayan bir neden haline dönüşebiliyor. Bu hatalar arasında Akdeniz ülkelerinde yetişen bireyler için önemsiz sayılan yere sigara izmariti atmak, ödemeleri geciktirmek, toplum içerisinde yüksek sesle telefonla konuşmak gibi daha bariz senaryolar olabildiği gibi çöpleri doğru şekilde ayırmamak, toplantılara geç kalmak, övünmek, hikayelere abartı unsuru katmak ve göze batan gösterişli, markalı giysiler gibi daha az bariz senaryolar da olabiliyor.
Kültürel farklılıkların bireysel kariyerler dışında fiziksel bir iş yeri açılması ya da teknik bir ürünün hazırlanması esnasında da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Aksi taktirde yanlış ürün ve marka mesajları verilmesi sebebiyle girişimcilerin satışları istenilen seviyeye ulaştıramaması da ihtimaller dahilinde.
Oysa kültürel kodların çalışma stili, ürün ve hizmetlere uygulanması halinde fark yaratmak kaçınılmaz. İşte iş hayatında uyulması gereken, olmazsa olmaz beş kültürel unsur:
İletişim Stili: Farklı ülkelerde farklı iletişim stillerini benimsemek gerekiyor. Almanya ve Nordik ülkeler, Türkiye’deki insanları memnun etmeye çalışan kültürün aksine genellikle doğrudan, açık ve düşük tonlu bir iletişim tarzına sahip. Akdeniz kültürlerinde yaygın olan daha duygusal, yüksek tonlu, dolaylı ve renkli iletişim tarzı ile karşılaştırılınca Kuzey Avrupa’da iletişim şekli, kullanılan kelimeler ve ses tonuna dikkat etmek gerekiyor. İletişimde net ve açık olmaya özen göstermenin Kuzey Avrupalılar için önemli olduğu unutulmamalı.
İş kültürüne yakından baktığımızda Kuzey Avrupalıların beklentilerin tam yönetilmesini ve gerçekleştirilmeyecek sözlerin verilmemesini tercih ettiğini görüyoruz. Bu kültür karşıdaki bireyi hayal kırıklığına uğratacak bilgileri saklama eğilimi olan Akdeniz iletişim kültürünün tam tersi aslında. İlgili konularda doğrudan ifade kullanmak, dürüst olmak ve açıkça düşünceleri paylaşmak, Kuzey Avrupa kültüründe etkili bir iletişimi teşvik etmekte. İyiniyetli beyaz yalanlara tolerans gösterilmediği unutulmamalı. İş yerindeki proje paylaşımı, iş teslim tarihi gibi konularda gerçekçi ve net bir iletişim stili kurmak olumsuz etkileşimleri engelleyecektir.
İş Disiplini ve Zaman Yönetimi: Kuzey Avrupa ülkelerinde, iş disiplini ve zaman yönetimi oldukça önemli. Ekip katılımcılarından işe zamanında başlamaları, belirlenen süre içinde işleri tamamlamaları ve aktivitelere düzenli katılım göstermeleri beklenir. Bu kültürel normlara uyum sağlamak, profesyonellik ve güvenilirlik algısını artırabilir.
Her dakikanın önemli addedildiği ve bireyleri bekletmenin kabalık ve hatta saygısızlık olarak görüldüğü bu kültürde toplantılara tam vaktinde başlamak önemlidir. Beklenti yönetimi açısından bireylerin gecikme halinde ne kadar gecikeceklerini ve gecikme sebeplerini önceden bildirmeleri iş ilişkisinin sürdürülebilirliği açısından elzem. Ayrıca bu kültürde bireyin çalışma planını bizzat yönetmesi ve olağan üstü durumlar haricinde iş teslimi için ek zaman talep etmemesi bekleniyor. Aksi takdirde bireyin planlama ve zaman yönetimi konusunda zayıf olduğu kanaati oluşabiliyor.
Ekip Çalışması: Çok kültürlü iş ortamlarında, ekip çalışması ve iş birliği büyük bir öneme sahip. Akdeniz kültüründen gelen bireyler sıcak ve duygusal bir ekip dinamiklerine sahipken Kuzey Avrupa ülkelerinde, ekip çalışması genellikle daha resmi ve profesyonel bir düzeyde gerçekleşmekte. Bu nedenle, takım oyuncusu olmak, fikir alışverişine açık olmak ve görevleri etkili bir şekilde paylaşmak önemli. Ancak çalışma ne kadar yakın olursa olsun profesyonelliği elden bırakmamak ve çalışma arkadaşlarının kişisel alanını ihlal etmemek gerekiyor. Sadece profesyonel bir kapsamdaki grup katılımcılarına özel hayata veya tercihlere dair sorular sormak kabalık kabul edilebilir.
İş Ahlakı ve Güvenilirlik: Kuzey Avrupa kültürü, iş ahlakına ve güvenilirliğe büyük önem verir. İş yerinde sözünüzü tutmak, verilen görevleri zamanında tamamlamak profesyonel itibarı olumlu yönde etkileyecektir. Bu kültürde bireyin sorumluluk seviyesini ispatlamak adına proaktif olarak önerilerde bulunarak iş talep etmesi olumlu karşılanmakta.
Güvenilirlik ise uzun vadeli iş ilişkileri kurulması için en önemli unsur olarak kabule dilebilir. Bireyin iş kapsamında küçük de olsa yalan söylememesi, kurallardan sapmaması veya ‘gri alanda’ kalan öneriler sunmaması güvenilir bir izlenim yaratabilmesi için gerekli. Bazı kurallar manasız görünse de kültürel açıdan bu kuralların kabullenilmesi ve kurallara uyulması beklenmekte.
İhtilaf Yönetimi: Akdeniz kültürlerinde çatışmalar daha kolayca başlayıp söner ve daha fazla tolere edilebilir. Kuzey Avrupa kültürü ise genellikle çatışmalardan kaçınma eğilimindedir ve sorunları doğrudan çözmeyi tercih eder.
Akdeniz kültüründe iş yerlerinde bile yaygın olan ses yükseltme ve karşılıklı tartışmaların kuzey kültürlerinde endişe yaratabileceği unutulmamalıdır. Bu sebeple ihtilaf halinde sakin kalmak, duygusal kontrolü korumak ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Akdeniz kültüründe ihtilaf çözümünde kullanılan yöntemler ve iletişim için seçilen kelimelerin karşıdaki birey için farklı bir anlamı olabileceği unutulmamalı ve herhangi bir aksiyon alınmadan önce çatışmanın varlığı ve potansiyel çözüm yöntemleri ile ilgili uzmanlardan ve (varsa) şirket insan kaynaklarından destek alınmalıdır.
Bireyin çalışma sonuçları ve tarzı ile birleşen kültürel entegrasyon çok kültürlü iş ortamlarında başarılı bir kariyer için temel oluşturacaktır.
Kuzey Avrupa ülkelerindeki bireylerin çalıştıkları ülkedeki (açık ve zımni) kuralları öğrenmeleri, kültürel farklılıklara saygı duymaları ve kurallara uymaları dışında açık fikirli olması, öğrenmeye istekli olması ve kültürler arası anlayış geliştirmesi de yurtdışı kariyer basamaklarına çıkılması esnasında önemli olacaktır.
Kültürel çeşitlilikle zenginleşen bir iş ortamında başarılı olmak için, kendinizi sürekli olarak geliştirmeye çalışın ve farklı perspektiflere açık kapı bırakın.
Contextual Solutions olarak kültürel farklılıkları girişim ve ekiplerin başarısı için kullanmakta ve girişimcilerin yurtdışı maceralarından azami verim almaları için onlara destek vermekteyiz. Girişiminizi hayata geçirmek, farklı ülkelere özel pazarlama stillerini öğrenmek ve ekibinizin verimliliğini artırmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Not: Bu içeriğin orijinalini ve derginin tamamını https://lnkd.in/ePwkqJpz bağlantısından isim-soyisim bilgilerinizi linke girerek görüntüleyebilir ve çevrenizle paylaşabilirsiniz.