Fırat Coşkun
Ortadoğu Teknik Üniversitesi işletme bölümünden mezun olduktan sonra eşimle beraber İstanbul’da yaşamaya başladık. Birkaç farklı gençlik ajansının ardından WT Thompson’da stratejist ve sonrasında da dijital stratejist olarak çalıştım. 2017’de kendi şirketim Tersane’yi kurdum. 2018’den itibaren çevremizdeki birçok arkadaşımız gibi biz de rotamızı yurtdışına çevirdik. Dil sorunu yaşamayacağımızı düşünerek önce İngiltere’yi düşündük. Çok yakın iki arkadaşımızın Almanya’da olması ve orada Türk toplumunun da güçlü olması Almanya'yı birazcık daha öne çıkardı.
Kaosu atlatmak bir yıl sürdü Eşimin aldığı iş teklifiyle 2020’de Frankfurt'a taşındık. Arkadaşlarımızdan biri burada yaşıyordu ve özellikle onlara yakın olmak istedik. Yeni bir yerde, yeni bir hayat kurmaya çalışırken destek alacağınız birinin olması sizi çok rahatlatıyor. Eşim iş teklifi aldıktan çok kısa bir zaman sonra taşındığımız için aslında ilk aylarımız epey kaotik geçti. Almanya'nın standart ehliyet alma süreçleri, başvurular, kartlar, yabancı dil, entegre kursları gibi her şeyi bir arada halletmeye çalıştığımız zor bir süreçti. Ama bir yılın sonunda yavaş yavaş her şey yerine oturdu.
Farklı bir iş stratejisi geliştirdim
Türkiye’de reklamcılık alanında daha çok da dijital reklamcılık alanında çalışıyordum. Danışmanlık odaklı ilerlediğim ve bizim ‘content’ dediğimiz video ya da statik görsel tasarımı konusunda çok fazla çalışmadığım bir iş tempom vardı. Almanya'da batılı ajansların zaman anlamında çok yavaş çalıştıklarını ve bütçesel anlamda da çok uygun olmadıklarını keşfedince reklamcılık hizmetini o yöne doğru evriltebilirim ve oradaki konumlandırmamı daha hızlı, daha uygun fiyatlarla çalışan, daha esnek yapıda hizmetler sunan bir üretim evine doğru değiştirebilirim diye düşündüm. Hızlı video ve hızlı statik görsel üretme konusuna odaklanmak istedim. Halen şirketim Stradigi Solutions üzerinden Deutsche Bank’tan Continental’e, Merck’den Philip Morris’e ve Redbull’a kadar farklı farklı müşterilere destek veriyorum. Daha farklı ürünlerle beraber hem Almanya'daki hem de Avrupa’daki reklam verenlere sunduğumuz hizmetleri büyütmek ve daha kapsamlı hale getirmek gibi bir hedefim var.
İklim ve dil biraz zorladı
Yerleşmek için Almanya’yı seçmemizin en ciddi dezavantajı dil oldu. Her ne kadar B2 sertifikamı almış olsam bile hâlâ kendimi Almanca konusunda çok rahat hissetmiyorum. İkliminden de bir Antalyalı olarak çok memnun değilim. Fakat aile hayatı ve çocuk yetiştirme bakımından Almanya çok ideal bir ülke. Okullarının, eğitiminin kaliteli olması, çocukların okullarına güvenle kendi başlarına gidip gelebiliyor olmaları, ormanlar, parklar gibi hayat kalitesini arttıracak unsurların olması Almanya'yı ideal hale getiriyor. Sosyalleşme açısından biz zaten arkadaşlarımızın yanına geldiğimiz için bir zorluk çekmedik. Buraya son zamanlarda gelen Türk ailelerden de çok değerli arkadaşlar edindik ve İstanbul'dan daha sosyal hale geldik.
Not: Fırat Çoşkun ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajın orijinalini ve derginin tamamını aşağıdaki bağlantıdan PDF olarak görüntüleyebilir veya bilgisayarınıza indirebilirsiniz. https://www.linkingbridge.net/post/tumsayilar-pdf