Kültürlerarası iletişimde "doğru" veya "yanlış" diye bir şey yoktur, sadece "farklılıklar" vardır. Önemli olan bu farklılıkları anlamak ve saygı duymaktır.

Yurt dışında yaşamak ve çalışmak heyecan verici bir deneyim olabilir. Ancak farklı kültürlerle karşılaştığınızda, iletişimde bazı zorluklar yaşayabilirsiniz. 25 yıllık iş tecrübem boyunca 4 kıtada 10 farklı ülkede yaşadım ve çalıştım. Konunun uzmanı olarak bu süreçte edindiğim deneyimleri sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Unutmayın, kültürlerarası iletişimde "doğru" veya "yanlış" diye bir şey yoktur, sadece "farklılıklar" vardır. Önemli olan bu farklılıkları anlamak ve saygı duymaktır.
Eğer kültürlerarası iletişime bir tanım yapmamız gerekirse, farklı kültürlere sahip birey ve grupların birbirleri ile iletişimde bulunurken yaşadıkları iletişim süreci diyebiliriz kısaca. Bildiğimiz gibi kültürler insanların algılarını, değer yargılarını ve iletişim tarzlarını, gördüklerini, duyduklarını ve dünyayı anlama biçimlerini şekillendirir. Özellikle farklı değer yargılarımız ve iletişim tarzlarımız farklı bir ülkeden birisiyle iletişime geçtiğimizde ya da farklı bir ülkeye çalışmaya gittiğimizde birdenbire bizim gündemimizin ortasına oturan gerçeklerimizdir.
DİL FARKLILIKLARI
Dil, kültürel iletişimin en belirgin özelliğidir ama bir dili konuşmak o kültürü tamamen bildiğimiz anlamına gelmez. Farklı kültürlerde belirli sözcüklerin veya ifadelerin anlamları değişebilir. Mesela bir kültürde olumlu anlam taşıyan bir söz, başka bir kültürde olumsuz ya da daha farklı karşılanabilir. Ayrıca dil yapısı düşünce yapısını da oldukça derinden etkiler ve bu durum konuşmanın ötesine geçerek kültürel değerleri de yansıtmaya başlar.
Burada şöyle bir kişisel tecrübemi paylaşmak isterim. İngilizceyi Kuveyt’teki Amerikan Lisesi’nde öğrendim. Daha sonra da Amerika’da üniversite okudum. Ama aynı zamanda kısa bir İngiltere serüvenim de var. Dolayısı ile hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesinin özelliklerini ve kelime farklılıklarını bilirim. Bir İngiliz bankasının üst düzey yöneticilerine kültürel danışmanlık verdiğim bir seansın başında kısaca kendilerini tanıtmalarını istemiştim. Bir yönetici daha önceden yaptığı farklı işleri ve hobilerini dile getirmiş Amerikan İngilizcesi ile düşündüğüm için “Oh, that’s very interesting” (Çok ilginç) dedim. Ben böyle der demez önümdeki 5 İngiliz yönetici bastı kahkahayı. ‘Interesting’ kelimesinin İngilizler tarafından bazen sarkastik olarak kullanılmasına iyi bir örnekti bu.
Uluslararası bir firma Suudi Arabistan’daki bir işletmeye, nasıl olsa onlar da Arapça konuşuyorlar diye Tunus ve Fas’tan birçok eleman göndermişlerdi. Bir süre sonra neden olduğunu anlamadıkları problemler yaşamaya başladıklarında danışmanları olarak benim ilk dakikadan itibaren bildiğim gerçek, konuştukları Arapçanın oldukça farklı olduğu ve Suudilerin kültürel olarak Kuzey Afrika Araplarına bakış açıları idi. Yani aynı dili konuşuyor diye bu kadar önemli bir konuyu geçiştirmek daha ilk baştan projeyi çok zora sokacak bir konuydu.

İLETİŞİM FARKLILIKLARI
En çok farklılıkların yaşandığı ve anlaşmazlıkların olduğu konuların başında gelir. Bazı ülkeler doğrudan iletişimin aynı zamanda dürüstlük olduğunu düşündükleri için açık ve net olarak düşündüklerini söylerler ve karşıdakilerden de aynı şeyi beklerler. Halbuki bulunduğunuz ve çalıştığınız kişilerin iletişim özellikleri her zaman açıklığı gerektirmez. Aynı zamanda doğrudan iletişim her yerde dürüstlük olarak da görülmez.
Batılıların tercih ettiği doğrudan iletişim yine batılılar arasında da farlılıklar gösterir. Türkiye’de çalışan bir Hollandalı yönetici, aşırı doğrudan iletişimi yüzünden asistanını çok kereler ofiste ağlatmıştı mesela. Sonra da bana Türklerin çok duygusal olduğu konusunda yakınmıştı. Kendisine senelerdir yapılan sosyal bilim çalışmaları sonuçlarını paylaşıp Hollanda doğrudan iletişim stilinin dünyada en uç noktada olduğunu gösterdiğimde ise şaşırmıştı. Evet Türkler duygusaldır ama Hollandalılar da biraz fazla direkttir yani.
BEDEN DİLİ VE JESTLER
Dolaylı iletişimin yaygın olduğu ülkelerde beden dili ve ses tonu söylediklerini tamamlayıcı olarak kullandıkları özelliklerdir. Yani dolaylı iletişimi olan kişilerin yüz mimiklerini, beden dillerini ve ses tonlarını gözlemleyerek öğrenmek istediklerinizi görebilirsiniz. Sadece okumayı öğrenmeniz gerekir. Ama doğrudan iletişim kurmaya alışkın kişilerin genelde bu kasları gelişmemiştir. Uzmanlık konum olan ve farklı kültürlerdeki beden dillerini anlattığım workshop en keyif aldığım çalışmamdır.
ZAMAN ALGISI- MONOKRONİK VE POLİKRONİK KÜLTÜRLER
Zaman algısı kültürden kültüre farklılık gösterir. Batı’da daha çok monokronik özellikler görülür. Mesela planlı olunması ve plana uyulması, son dakika plan değişikliği yapılmaması ve dakik olunması beklenilen özelliklerdir.
Polikronik ülkelerde ise zaman algısı farklıdır, çok daha esnektir. Bir yere geç gidildiğinde ya da programda değişiklik yapıldığında çok büyük tepki göstermezler çünkü kendileri de bunları yapabilir.
Daha fazla bilgi için: